16 Kasım 2015 Pazartesi

            Direniş 2- Dijital Baskı-130x160cm.- 2014


ÇAĞDAŞ BİR SANAT FORMU OLARAK DİJİTAL SANAT

              Giriş:
Plastik sanatlara meraklı sanatseverler sanat galerilerine, sergilere, müzelere giderek sanat ürünleri ile bir biçimde karşılaşmak, duyumsamak ya da görmek isterler. Görmeye alışkın oldukları sanat biçimlerinin dışında bazen sıra dışı sayılabilecek sanat ürünleriyle karşılaştıkları da olur. Özellikle son yirmi-otuz yıllık süreçte gerçekleşen sanatsal etkinliklere, büyük sanat fuarlarına ya da uluslararası bienallerde sergilenen sanat ürünlerine bakıldığında, bu sıra dışı görünen sanat ürünlerinin önemli bir kısmında teknolojinin, daha çok da dijital teknolojilerin bir biçimde kullanıldığı gözlemlenebilir. İzleyicilerin yakın ilgisine rağmen çağdaş sanatın ne olduğu ya da bu sanat ürünlerinin ne anlama geldiği konusunda yeterince bilgi sahibi olunmadığında özellikle son dönem çağdaş sanat ürünlerine nasıl bakılması gerektiği konusunda bazı soru işaretleri söz konusu olabilir. Özellikle teknolojinin sanat yapma pratiğine katılımıyla yeni deneyimler sunan çağdaş sanat ürünleri izleyicilerinden de her zamankinden daha farklı bir yaklaşımı talep etmektedir. O nedenle bu seminer çalışması öncelikle çağdaş sanatın ne olduğu sorunsalından hareketle bir çağdaş sanat formu olarak dijital sanat ürünlerine çağdaş sanat anlayışı içinde nasıl bakılması gerektiğini tartışmaktadır.
Bir sanat galerisinde sanatseverler biçim, şekil ve imgelerin yer aldığı çeşitli sanat ürünleri ile karşılaşır. Bu sanat ürünleri genellikle çok yabancısı olmadığımız sanat algısı ve deneyimini izleyicilerine sunarlar. Tuval üzerine yağlı boya ile yapılmış ve çerçevelenip sanat galerisinin duvarına asılmış bir resmi genellikle reddetmeden kabul ederiz ve o resmin sanat olup olmadığı konusunda herhangi bir sorgulamaya gerek duymayız. Bizi bu düşünceye (yağlı boya resmin sanat olduğu düşüncesine) götüren şey yağlı boya resmin tarihsel süreç içerisinde geldiği, geçmiş dönemlere uzanan sanat yapma gelenekleridir. Oysa çağdaş sanat bu tür geleneklerle bağlarını koparmış gibi görünür. (Whitham, 2013, s.XIV)
Çağdaş sanatla henüz tanışmamış ya da yeterince ilgi duymamış birisi için dijital bir sanat eseri ile karşılaşmak, onun hakkında bir düşünceye ulaşmak, yorum yapmak ve bir yargıda bulunmak daha da güç olabilir. O nedenle (çağdaş sanat formlarından birisi olan) dijital sanata değinmeden önce modern sanat ve çağdaş sanatın ne olduğuna kısaca bakmakta yarar vardır.


Kavram Olarak Modern ve Çağdaş:
Bir düşünce sistemi olan modernizm, hümanizm ve demokrasi temeli üzerine yükselen aydınlanmayla birlikte ortaya çıkmıştır. ‘Modern’ köken olarak Latince ‘modo’ (son zamanlar, tam şimdi)’den türetilen modernus teriminden gelen bir sözcüktür. Modern sözcüğünün etimolojik kökeni MS 5. yy’a kadar uzansa da asıl anlamını aydınlanma döneminde bulur.
Klasik Çağ”dan “Modernizm”e geçiş önemli bir belirleyenin yön değiştirmesiyle mümkün olabilmiştir. Klasik çağda dinin ve kilisenin egemenliği altında olan Batı düşünce dünyası ‘modernizm’ ile din etkisinden kurtularak buluşabilmiştir. Bu, modernizme geçişin en önemli belirleyicisi olarak görülmektedir çünkü modernzimle birlikte akıl ve aklın egemenliğinde ortaya çıkan felsefi ve bilimsel söylemler her türlü yaklaşımı yeniden şekillendirmiştir. Bu süreçte dinin kutsal, soyut ve Tanrı temelli açıklamalarının yerini bilimsel, somut ve akıl odaklı değerlendirmeler almıştır. Pozitivizm, rasyonalizm, emprizm, varoluşçuluk gibi felsefi akımlar toplumsal hayatı ve bilimsel yaklaşımı belirleyen önemli felsefi söylemler olmuştur. (Çolak, 2008. S.3)
Modernizmi rönesans ve aydınlanma ile sınırlandıramasak da (Yılmaz, 2006, s.13) modernizmin gelenekten kopuş ve sürekli bir yeniyi arama tutkusu olduğu söylenebilir. Bu yaklaşımda yeni olan her şey yüceltilirken eski olanlar eleştirilir. Yeni olanın yol gösterici ışığı akıl, bilim ve felsefede aranır. Kuşkusuz bu düşünme biçimi tüm modern sanatı derinden etkilemiştir.
‘Çağdaş’ sözcüğü son yüzyılın sanat tarihi sürecine bakıldığında neredeyse en fazla akıl karıştıran sözcüklerden biri olmuştur. O nedenle çağdaş sözcüğünün tarih bilimi ve sanat tarihi açısından nasıl kullanıldığına kısaca değinilebilir.
TDK (Türk Dil Kurumu) sözlüğünde çağdaş, 1. Aynı çağda yaşayan, muasır 2. İçinde bulunulan çağın anlayışına, koşullarına uygun, modern anlamlarına gelir. Uygarlık tarihine bakıldığında her çağın kendine özgü bir özellik taşıyan tarihsel bir süreç ya da dönem olduğu görülür. Tarihin bilimsel olarak araştırılmasında ve öğretiminde kolaylık sağlamak için ‘tarih’ zamana, mekâna ve konuya göre sınıflandırılır. Zamana göre sınıflandırmada tarih kronolojik dilimlere, çağlara bölünmüştür. Örneğin: Tarih öncesi çağlar(Taş çağı, maden çağı), tarih çağları(İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ, Yakın Çağ). Mekâna göre sınıflandırmada kıtaların(Asya Tarihi, Avrupa Tarihi vb.) ülkelerin(Türkiye Tarihi, Çin Tarihi vb.) bölgelerin(Ortadoğu Ülkeleri Tarihi, Kafkas Ülkeleri Tarihi vb.) ve şehirlerin tarihi(İstanbul Tarihi, Ankara Tarihi vb.) gibi sınıflandırılır. Konuya göre sınıflandırmada toplumların siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal, sanatsal ve dini tarihleri incelenebilir. Siyasi Tarih, Sanat Tarihi, Dinler Tarihi, Hukuk Tarihi vb. Görüldüğü gibi Sanat Tarihi sanatın konusu olduğu kadar tarih biliminin de bir konusudur.

Sanat tarihi açısından bakıldığında kendine özgü özelliklerini biçim, üslup ve anlayış birliğinden alan dönemlerden söz edilebilir. (İlkçağ Sanatı, Ortaçağ Sanatı, Rönesans, Modern Sanat, Çağdaş Sanat…) Burada genellikle karışıklığa neden olan şey tarihin sınıflandırılmasıyla sanat tarihinin dönemsel sınıflandırılması arasındaki benzerliktir. Modern Sanat hem bir tarzı tanımlaması hem de zamansal bir anlam içermesi nedeniyle bir karmaşıklığa neden olsa da sanat tarihi içerisinde belirgin bir döneme gönderme yapar. Genel anlamda yakın döneme ait sanat anlayışları için kullanılan Çağdaş Sanatın sanat tarihi içinde bir dönemi ifade ettiği düşüncesi henüz çok yeni bir tartışmadır. Kimi zaman yeni bir zamansallık biçimi ya da yeni bir dönemselleştirme kavramı, kimi zaman estetik bir kavram ya da yeni bir sanatsal icra tarzını ifade ettiği söylense de henüz tartışmaya açık bir kavramdır. (Esanu, 2013, s.95) Farklı kaynaklar bu dönemi 1940 (Esanu, 2013, s.7), 1960 (Antmen, 2012, s.193) hatta 1980 (Danto, 2010, s.9)’lerden başlatarak günümüze kadar getirmektedir. Bununla birlikte sanatın üretim pratiğinde önemli bir yol ayrımını ifade eden kavramsal sanat dikkate alındığında, çağdaş sanatın 1960’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen sanat hareketlerini kapsadığı düşünülebilir.
“Modern” nasıl ‘en yakın tarihli’ anlamına gelen salt zamansal bir kavram değilse ‘çağdaş’ da şu anda cereyan eden her şey anlamına gelen salt zamansal bir kavram değildir. …Tıpkı “modern” kavramının salt ‘yakın tarihli’ sanata değil bir üsluba, hatta bir döneme atıfta bulunması gibi, “çağdaş” kavramı da sırf şu anın sanatından daha fazlasına işaret eder. (Danto, 2010, s.32)
Modern Sanat; Çağdaş Sanat:
Modern sanat anlayışının ortaya çıkışındaki en önemli etkenlerin başında fotoğrafın bulunuşu(1820) gelir. (Carroll, 2012, s.162) Fotoğraf gerçeğe tıpa-tıp benzerlikte, hızlı ve ucuz bir yöntemle resimsel etki yakalamayı olanaklı kılıyordu. On dokuzuncu yüzyılın sonu yirminci yüzyılın başlarına gelindiğinde fotoğraf dış gerçekliğin bire bir taklidi açısından resmin elde ettiği etkiden daha gerçekçi görünüyordu. O günlerde fotoğrafın resmin sonunu getireceği düşünülüyordu. Söylentilerin aksine resmin sonu gelmedi ama en önemli işlevi dış gerçekliği yansıtmak olan resim anlayışının büyük ölçüde gözden düşmesine neden oldu.
Bu rekabet modern öncesi sanattan modern sanata geçişte, resimde dış gerçekliğe sadakatten vazgeçilmesine, resmin mimetik olmayan özelliklerle ele alınmaya başlanmasına neden oldu. 20. yy’ın başlarından itibaren birçok sanatçı resimlerinde doğaya karşı daha öznel bir tavır geliştirdiler. (Selmanpakoğlu, 2014, s.120)  Sanatçılar resmi ‘dünyaya açılan bir cam, ayna ya da pencere olarak görmek’(Selmanpakoğlu, 2014, s.163) yerine tuval yüzeyini ve resmi kendi anlatımlarının nesnesi haline getirdiler. Böylece resmin temsili nitelikleri önemini kaybetmişti. Doğayı ve çevreyi göstermekten vazgeçen ressamlar tuval yüzeyini çözümlemeye başladılar.
Modern sanatçılar ‘resimleme’den kaçınıp, tuvallerini ‘temsili olmayan’ şekil ve renklerle oluşturdular. Amaçları dünyanın algısal görünümlerini yakalamak değil görüntüleri görsel düzenleme, biçim ve etkileyici tasarımla kayda değer hale getirmekti. (Carroll, 2012, s.162)
Modern sanata bakıldığında kendisini daha çok bir öncekine göre tanımlayan, tepki niteliğinde ortaya çıkmış akımlardan oluştuğu görülür. Empresyonizm, Post-Empresyonizm, Ekspresyonizm, Fovizm, Fütürizm, Kübizm, Sürrealizm, Soyut Sanat, Soyut Ekspresyonizm, Resim Sonrası Soyutlama. Bu hızlı değişim, kültürlerin durağanlığına karşıt bir biçimde, modernizmin eskimiş ve muhafazakâr olandan uzak durma, tarihe ve geçmişe eleştirel bakışla sürekli yeni olanı arama ve bulma yaklaşımının sanattaki yansısı gibidir. Estetik bir içeriğe sahiptir ve resmin geleneksel boya, tuval, fırça üçlüsünden pek ayrılmaz. Bu resim yapma yöntemi resmi giderek daha soyut bir biçime götürürken sanat kendi kendini referans göstermeye başlar ve bağımsız, özerk bir harekete dönüşür. Modern sanatta yeniye olan tutku o kadar yoğundur ki böylece resim, resmin nasıl yapılacağına ilişkin sorulara yanıt ararken kendini toplumdan ve hayattan uzaklaştırmıştır. Clement Greenberg’in “Modernist Resim” adlı makalesinde dile getirdiği sanat yapıtının modern sanatta biçimci bir çerçevede tanımlanması ile sanatın daha çok kendi içine kapandığı söylenebilir.
…Benim anlayışıma göre Modernizmin özü, bir disiplinin kendisini eleştirmek için kullanmasında yatar-yıkmak amacıyla değil, kendi yetki alanına daha sağlam yerleşmek amacıyla. …Modernizmin özü, kendi disiplinini eleştiren bir disiplinin karakteristik yöntemlerini kullanmasında yatar. Öz eleştirinin görevi herhangi bir sanattan bilinçli olarak ödünç alınmış etkileri veya araçları elimine etmektir. Böylece sanat saf bir hale gelecektir; ve onun saflığı, özgürlüğü kadar kalitesinin garantisi olacaktır. (Giderer, 2003, s.43)
Modern sanat (Modern Art) ve çağdaş sanat (Contemporary Art) terimlerinin Türkçeye çevrilirken zaman zaman birbirinin yerine kullanılmasının genel anlamda bir karışıklığa neden olduğu söylenebilir. Ancak son zamanlarda modernizm/postmodernizm tartışmalarının da etkisiyle Modern Sanat ve Çağdaş Sanat kavramlarının sanat tarihi içinde iki ayrı dönemi ifade etmek için kullanıldığını görmekteyiz. Her ne kadar üzerinde bir görüş birliği sağlanamamış olsa da bugün Modern Sanat 1890’lı yıllardan yirminci yüzyılın ortalarına, hatta 1980’li yıllara kadar uzanan bir dönemi ifade etmek için kullanılırken Çağdaş Sanat terimi de kimi zaman yirminci yüzyılın ikinci yarısından, kimi zaman da postmodernizmi de içine alacak şekilde 1980’den günümüze kadar olan sanat anlayışını ifade etmektedir. (Whitham, 2013, s.9) Ancak ne olursa olsun çağdaş sanat kavramıyla artık yeni bir sanat anlayışı ve yaklaşımına vurgu yapıldığı açıktır.

1960’lı yıllara gelindiğinde kavramsal sanatçılar sanat nesnesinin varlığını, sanatın nesneye olan gereksinimini tartışmaya başladılar. Özellikle Marcel Duchamp’ın hazır-nesneleri ve Pop Sanatın sanat nesnesinin biricikliğini sorgulayan yaklaşımı kavramsal sanatçılara yeni fikirler vermekteydi. Sanatın maddi varlığı ve biçiminden çok düşüncenin ön planda tutulduğu bir sanat pratiği modern sanatın sonunun geldiği izlenimini yaratıyordu. (Giderer, 2003, s.150) Bu çalışmalar biçimsel bir yaklaşımdan çok sanatı tüm yönleriyle ele alıp tartışan bir yaklaşımı ortaya koymaktaydı. Ancak kavramsal sanatın sanatı çözümleme girişimi dada hareketinde olduğu gibi bir karşı-sanat anlayışı olarak görülmemelidir. Çünkü kavramsal sanat sanatı kuramsal anlamda çözümlerken ortaya koyduğu metni de ‘bir sanatsal pratik’ olarak görür. (Aysan,)  O nedenle kavramsal sanat bir dil olduğu kadar bir bilme nesnesidir de.
Marcel Duchamp ‘Çeşme’ adlı çalışmasını herhangi bir estetik kaygı olmaksızın ortaya koymuştur. Duchamp’la birlikte artık “bu neden sanattır?” sorusuna cevap aranmaya başlanmıştır. Bu noktadan itibaren kavramsalcı yaklaşımla üretilen çağdaş sanat örneklerinde estetiğin kural ve tabularının bir önemi ve geçerliliği kalmamış sanatçı estetik kalıplardan uzaklaşmıştır. Böylece sanatçı, estetiğin belirleyici yönüne ilişkin kuramlardan sıyrılarak daha çok endüstri ve teknoloji çağının insan, toplum, politika, çevre ve kültür üzerine etkilerini dikkate alarak çalışmalarını ortaya koymaya başlamıştır. Günümüz sanatında artık önemli olan eserde bir ya da birkaç imgede ortaya konan örtük anlamlar ve düşüncelerin çağrışımlarıdır.
Kavramsalcı yaklaşımdan etkilenen sanatçılar bu dönemde sadece seri üretilmiş hazır nesneleri değil kendi bedenlerini, doğayı, çevreyi ve hatta video gibi çok çeşitli malzemeleri kullanarak düşüncelerini ortaya koymaya başlamışlardır.
“Sanatçının bedenini kullanarak gerçekleştirdiği performans ya da happening (oluşum) türünde gösteriler; resim ve heykel gibi geleneksel türlerin ötesine uzanan enstalasyon ya da environment (çevre) türünde düzenlemeler; galerinin ve müzenin hem fiziksel hem ideolojik sınırlarını aşmak adına açık alanlarda ve doğada gerçekleştirilen arazi, toprak, çevre sanatı türünde projeler ve benzeri sanatsal ifadeler, izleyiciyi estetikten önce zihinsel bir algılama sürecine çağırması bakımından kavramsalcılığın sınırları içinde değerlendirilebilir.” (Antmen, 2012, s.193)
Bu yeni sanat anlayışı başlangıçta “düşünce sanatı” ya da “enformasyon sanatı” olarak adlandırılsa da, zamanla o yıllarda geçekleştirilen tüm alternatif ifade biçimlerini kapsayacak şekilde Kavramsal Sanat olarak adlandırılmıştır. (Antmen, 2012, s.193) Ancak çağdaş sanatı 1960’lı yıllardan bugüne gelen bir anlayış olarak gören yaklaşım kavramsal sanatı özellikle yazıyı kullanan dilsel bir sanat olarak sınırlamakta ve onunla birlikte ortaya çıkan tüm yeni ifade biçimlerini çağdaş sanat kapsamında görmektedir. Kuşkusuz bu sınıflandırmalar ve daha başkaları tarihin tozu dumanı süzüldüğünde daha da netlik kazanacaktır. Ama bugün ortaya çıkan bir gerçek var ki o da esin kaynağını Duchamp’ın hazır-nesnelerinden alan kavramsalcılar ve benzer türdeki diğer sanat hareketleri, adına her ne denirse densin artık yeni bir sanat pratiğine gönderme yapmaktadır.
Özellikle 1970’lerden itibaren her türlü malzemeyi kendi anlatımlarının nesnesi olarak kullanma özgürlüğüne kavuşan sanatçılar görsel sanatlarda inanılmaz çeşitlilikte deneysel çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Öyle ki ‘Şubat ayında Düsseldorf’a düşen karların tüm kişisel sorumluluğunu alan’ Joseph Beuys’da olduğu gibi (Lynton, 2004, s.336) bazı sanat pratikleri bir şeyin sanat yapıtı olması için elle tutulur bir görsel nesneye bile gerek duyulmadığını gösterir. (Danto, 2010, s.37) Malzeme ve anlatımdaki özgürlük görüntü açısından her şeyin sanat yapıtı olabileceğini ortaya koyduğu gibi izleyiciyi de duyusal deneyimden düşünceye yöneltmektedir. Böylece çağdaş sanat ürünlerinin izleyicisinden hem entelektüel, hem de felsefi bir dikkati beklediği söylenebilir.
Dijital Sanat:
Çağdaş sanatla birlikte sanatta bir ‘üslup’ birliğinden söz etmek mümkün görünmemektedir. Bu da çağdaş sanatı tanımlamamızı ve sınıflandırmamızı güçleştiren bir durumdur. Örneğin Nam June Paik’in Tv-Cello çalışması fluxus, video sanatı, performans sanatı ve dijital sanat içinde görülebilir. Yine de belli bir sınıflandırma ilkesini dikkate almak zorunda olan birçok sanat tarihçi çağdaş sanat ürünlerini daha çok kullanılan malzeme ve yöntemleri dikkate alarak adlandırmaktadır. Vücut Sanatı (Performance Art), Arazi Sanatı (Land Art), Video Sanatı (Video Art), Mail-Art, Dijital Sanat (Digital Art) vb.
Dijital sanatın ortaya çıkışı bilgisayar teknolojilerindeki gelişimle paralellik göstermektedir. Bugünün bilgisayarlarına en yakın bilgisayarlar 1972’de kullanılmaya başlanmıştır. 1980’li yıllarda birbirleriyle iletişim kurabilen bilgisayarlarla birlikte (internet) dijital teknolojilerdeki gelişim de büyük ivme kazanmıştır. Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren giderek ucuzlayan ve yaygınlaşan bilgisayar teknolojisinin sunduğu olanakları sanatçılar çalışmalarında daha etkili bir biçimde kullanmaya başlamışlardır.  Buradan da anlaşılacağı gibi dijital sanatın geçmişi oldukça yakın bir tarihe uzanır. Ancak bu kadar kısa bir süreçten söz etmemize rağmen dijital teknolojiler ve dijital sanat günümüz sanatçılarının belki de en çok ilgi gösterdikleri sanat yöntemi/biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dijital sanat kısaca elektronik ya da dijital ortamda üretilen sanat olarak tanımlanabilir. Sadece dijital ortamda üretilen yapıtlar değil şu ya da bu biçimde dijital teknolojilerin işin içine katıldığı bir çok çalışma dijital sanatın kapsamına girebilir. Bu süreçte bilgisayar yardımcı bir araç olabildiği gibi tüm uygulamalar bilgisayarda da gerçekleşebilir. Bruce Wands’ın sınıflandırması dikkate alındığında dijital görüntü yada resimler; dijital heykel; dijital enstalasyon ya da sanal düzenlemeler; dijital animasyon ve videolar; performans, müzik ve ses sanatı; yazılım, veritabanı ve dijital oyunlar; net sanatı gibi dijital teknolojinin kullanıldığı birçok yöntem dijital sanat içinde değerlendirilebilir. (Wands, 2006, s.8-31)
Dijital sanatta sadece sanatın bilgisine sahip olmak yeterli olmamakla birlikte günümüz teknolojisinin bilgisine de gereksinim duyulur. Sanatçıların işlerini gerçekleştirirken kimi zaman oldukça basit biçimde bu dijital teknolojiden yararlandıklarını kimi zaman da yüksek düzeyde teknoloji ve yazılım mühendisliği bilgisini gerektirecek son derece karmaşık bileşimlerle çalışmalarını oluşturduklarını görmek mümkündür. O nedenle dijital teknolojinin sanat ürünlerinde kullanılmaya başlanmasıyla, sanatçıların yalnızca sanatsal değil aynı zamanda teknik anlamda da yaratıcı çözümlemeler üretmeleri kaçınılmaz olmuştur.
Sanatın maddi varlığı ve biçiminden vazgeçerek düşüncenin ön plana taşındığı bir sanat pratiğini ifade eden kavramsal sanatla birlikte sanatın yeni bir mecraya doğru ilerlediği  görülmektedir. Kullandıkları malzeme ve teknikler dikkate alınarak sınıflandırılabilen bu yeni çağdaş sanat formları içinde yer alan dijital sanat, sanatçılara inanılmaz çeşitlilikte anlatım olanakları sunmaktadır. Yapılması neredeyse imkânsız gibi görünen bir çok şeyi gerçekleştirmeye olanak sağlamasıyla insanın yaratıcılığının sınırlarını zorlayan dijital teknolojiler, belki de son yıllarda sanatçıları bu yeni teknolojileri kullanmaya iten en önemli nedenlerden birisidir.
İnsanoğlunun dizginlenemez yaratıcılığı ve yeniyi keşfetme dürtüsü bugünün sanatçısının hiç olmadığı kadar deneysel ve yenilik peşinde bir anlayışta oluşunun nedeni olarak görülebilir.  Günümüz sanatçısı da kendi düşünce ve ideallerini, tepkilerini eylemlerine ve çalışmalarına yansıtan bir kimliğe sahiptir. Dijital sanat insanın çevresiyle, bilgiyle, teknolojiyle, estetikle olan etkileşimini sorgulamaktadır. Böylece bu sanat, kavramsal sanatın 1960’lı yıllardan itibaren ortaya koyduğu yeni sanat üretim pratiği ile birlikte gelişen  çağdaş sanat yaklaşımını teknolojinin araç, yöntem ve kavramları ile birleştirerek yeni ve zengin bir anlatım diline dönüştürmeyi başarmıştır.


2014




Kaynakça
1.      "C.I-II." Türkçe Sözlük. Ankara: TDK, 1988.
2.      Antmen, Ahu. 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar. İstanbul: Sel, 2012.
3.      Carroll, Noel. Sanat Felsefesi Çağdaş Bir Giriş. Ankara: Ütopya, 2012.
4.      Cauquelin, Anne. Çağdaş Sanat. Ankara: Dost, 2005.
5.      Çolak, Betül. "Postmodernizm Bağlamında Michel Foucault’nun Ahlak Anlayışı". Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara:  Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Anabilim Dalı, 2008.
6.      Danto, Arthur C. Sanatın Sonundan Sonra. İstanbul: Ayrıntı, 2010.
7.      Esanu, Octavian, ve Çev:örge Nursu. Çağdaş Sanat Aslında Neydi? Neoliberal Dönemde Çağdaş Sanatın Örgütlenmesi Ve Soros Çağdaş Sanat Merkezi, Çağdaş Sanat Nedir? Modernlik Sonrasında Sanat, Editörler: Artun, Ali, Örge, Nursu, İstanbul, İletişim, 2013.
8.      Giderer, Hakkı Engin. Resmin Sonu. Ankara: Ütopya, 2003.
9.      Lynton, Norbert. Modern Sanatın Öyküsü. Çin: Remzi, 2004.
10.  Özel Sağlamtimur, Yrd. Doç. Dr. Zühal. "Dijital Sanat". Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 10.3 (2010): 213–238.
11.  Rıfat, Şahiner. Sanatta Postmodern Kırılmalar ya da Modernin Yapıbozumu. İstanbul: Yeni İnsan Yayınevi Sanat Serisi, 2008.
12.  Selmanpakoğlu, Ceren. Hiçliğin Özgürlüğü. İstanbul: Ayrıntı, 2014.
13.  Wands, Bruce. Dijital Çağın Sanatı. İstanbul: Akbank, 2006.
14.  Whitham, Graham, ve Pooke Grant. Çağdaş Sanatı Anlamak. İstanbul: Optimist, 2013.
15.  Yılmaz, Mehmet. Modernimzden Postmodernizme Sanat. Ankara: Ütopya, 2006.
16.  Zekâ, Necmi. Postmodernizm. İstanbul: Kıyı, 1994.
17.  "Bilgisayarın Tarihi." Wikipedia İçinde. http://tr.wikipedia.org/wiki/bilgisayarc4b1n_tarihc3a7esi, 21.12.2014.




11 Kasım 2015 Çarşamba

    ÖZGEÇMİŞ:    Soner TİRE
    
    1969 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini 1986’da tamamladı. 1988 yılında Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim İş ve Sanat Eğitimi Bölümüne girdi. 1993 yılında lisans, 1998 yılında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2015 Doktora eğitimini sürdürmektedir. 1995 yılından bu yana aynı kurumda öğretim görevlisi olarak çalışmalarına devam etmektedir.

            Sergiler:
1991     DYO 25. Resim Yarışması, Ankara, (Sergileme)
1991     Adana Çimento Sanayi T.A.Ş. 2. Resim Yarışması, Adana, (Sergileme)
1991     Ç.Ü. Eğitim Fakültesi Resim iş Bölümü 3. Yıl Öğrencileri Karma Sergisi, Rektörlük                             Amfileri, Adana.
1992     Ç.Ü. Eğitim fakültesi Resim iş Eğitimi Bölümü Mezuniyet Sergisi, Devlet Güzel Sanatlar                    Galerisi, Adana.
1993     “Türkiye’de Plastik Sanatlar Eğitimi Veren Yüksek Öğretim Kurumlarında  Öğrenci                             Seçimi ve Programların Çağdaşlaştırılması Sempozyumu” kapsamında karma sergi, Ç.Ü.                     Mithat Özsan Amfi Fuayesi, Adana.
1995     Karma Resim Sergisi, Vakko Sanat  Galerisi, Ankara.
1996     Ç.Ü. Felsefe Günleri Kapsamında Karma Sergi,Ç.Ü. Mithat Özsan Amfi Fuayesi, Adana.
1997     Karma Resim Sergisi ,Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi, Adana
2002     Adana Güzel Sanatlar Derneği Karma Resim Sergisi, Adana Devlet Güzel Sanatlar Galerisi,                10-17 Mayıs, Adana.
2002     “Dört Oda Bir Salon” Sergisi, Antakya Eski Belediye Binası, Hatay.
2003     Adana’lı Sanatçılar Karma Resim Sergisi, Kocaeli Devlet Güzel Sanatlar Galerisi,                                30.09.2003, Kocaeli.
2004     Gazi Üniversitesi 2. Sanat Eğitimi Sempozyumu Resim, Heykel Sergisi, Ankara
2004     31. DYO Resim Yarışması, Ankara, (Sergileme)
2004     Mini Paint, karma resim sergisi Taşmekan Sanat Galerisi, Adana.
2005     Mini Resim sergisi, Teoman Ünüsan Sanat Galerisi, Mersin.
2005     Mini Resim sergisi, Galeri Akdeniz, Ankara.
2005     “WarOluş ”  karma resim sergisi, AÇS Sanat Galerisi, Adana.
2005     XL  karma resim sergisi, 75. Yıl Sanat Galerisi, Adana
2005     Adana Kafkas Derneği’nin düzenlediği “Barış” başlıklı Karma Sergisi, Adana Kafkas                          Derneği, Adana.
2006     “Mini Resim +4” Karma Resim Sergisi, AÇS Sanat Galerisi, Adana
2006     “XL-2 Karma Sergi” – 75. Yıl Sanat Galerisi, Adana
2006     Karma Sergi, Fotoğrafya Sanat Galerisi, Adana
2006     Adana Kafkas Kültür Derneği’nin düzenlediği “Karma Sergi”, Kafkas Kültür Derneği Sanat                Galerisi – Adana
2006     Adana Altın Koza Film Festivali nedeniyle “Karma Sergi”, 75.Yıl Sanat Galerisi, Adana
2006     Çanakkale Belediyesi’nin düzenlediği 43.Uluslararası Troia Festivali nedeniyle; “Geçmiş                    Zaman Düşleri” isimli Güncel Sanat Sergisi (Karma), Çanakkale
2007     Adana Kafkas Kültür Derneği’nin düzenlediği “Karma Sergi”, Kafkas Kültür Derneği Sanat                Galerisi, Adana
2007     Altan Sanat Galerisi, Karma Resim Sergisi, Adana
2007     Çan Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu  “ Yan Yana 2 “ isimli Karma Resim Sergisi, Çan                    Sanat Galerisi, Çan – Çanakkale
2007     1.Adana Uluslararası Çağdaş Sanat Bienali, Adana  
2008     “Kafkasya’dan Türkiye’ye Kafdağı Efsaneleri” Adana Kafkas Kültür Derneği Sanat Galerisi,              15-25 Mayıs
2008     “KOLAJNAME” Karma Sergisi, Adana, Galeri Altan, 11-28 Eylül
2008     “KOLAJNAME” Karma Sergisi, Antakya, Antakya Belediyesi Sanat Galerisi, 20-26 Ekim
2008     “KOLAJNAME” Karma Sergisi, Mersin, 7-14 Kasım
2009     “KOLAJNAME” Karma Sergisi, Ankara, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Güzel                    Sanatlar Eğitimi Bölümü Sanat Galerisi, 23-28 Şubat
2009     “KOLAJNAME” Karma Sergisi, İstanbul, Ariyel Sanat Galerisi, 9 Mart-9 Nisan
2009     ARTFORUM Ankara 5. Sanat Fuarı, “kolajname-artforum” Karma Resim Sergisi(18-23                      Kasım 2009 ) ( 33 sanatçı ), Küratör: M.Tire- Atatürk Kültür Merkezi- Hipodrom / Ulus /                    ANKARA
2009     “kolajname-iletişim” karma resim sergisi, İletişim Sanat Galerisi- ANKARA ( 20 sanatçı)                    Küratör: M.Tire ( Gazi Üniv. İletişim Fak. Radyo Tv ve Sinema Böl.-21 Aralık2009 )
2010      BRHD (Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği) nin 40.Yıl Büyük Sergisi, Çankaya                 Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi - ANKARA ( 01-15 Nisan 2010 )
2010      Toyota Onatça 1.Ulusal Çağdaş Sanat Sergisi - Adana 2010  / “yeni eskiler – eski yeniler”                   05-25 haziran 2010, Onatça Sanat Galerisi - ADANA, ( 28 sanatçı ) Küratör: M.Tire
2010      87. Yılında " Cumhuriyet Sanatçıları - 1 " sergisi, ( 36 sanatçı ), 29 Ekim - 22 Kasım 2010,                 Galeri Altan - ADANA,  Küratör: M.Tire
2011      BRHD (Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği) nin 41.Yıl Büyük Sergisi, 
              (141 sanatçı) Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi - ANKARA ( 18 Mart - 04 Nisan               2011 )
2011      Disiplinlerarası Karma Sergi ( fotoğraf ), 19 Ekim - 09 Kasım 2011, Karma Sanat Galerisi,                 Kadıköy- İSTANBUL ( 46 sanatçı )
2011      88. Yılında " Cumhuriyet Sanatçıları - 2 " sergisi, ( 38 sanatçı ), 29 Ekim - 19 Kasım 2011,                 Galeri Altan - ADANA,  Küratör: M.Tire
2012      "FARKINDALIK" başlıklı karma sergi, (247 sanatçı) Düzenleyen:CHP- Nevruz Erken,                       Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi - ANKARA ( 02 Mart - 10 Mart 2012 )
2012      BRHD (Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği) nin 42.Yıl Büyük Sergisi, ( 142 üye                 sanatçı ) Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi - ANKARA (12 Mart-31 Mart 2012)
2012      "ŞEHİRLERARASI BAĞLANTI" başlıklı karma sergi,(24 sanatçı) Düzenleyenler: Hülya                   Küpçüoğlu- Sibel Begeç Balcı, Çanakkale Boğaz Komutanlığı Deniz Müzesi Muavenet-i                     Milliye Sergi Salonu (çimenlik kalesi)- ÇANAKKALE ( 27 Nisan- 15 Mayıs 2012 )
2012      89. Yılında " Cumhuriyet Sanatçıları - 3 " sergisi, ( 30 sanatçı ), 31 Ekim - 10 Kasım 2012,                 Galeri Altan - ADANA,  Küratör: M.Tire
2012      Adana-Mersin  Sanatçıları Karma Resim Sergisi, ( 29 sanatçı ), 31 Ekim - 10 Kasım 2012,                   Mersin B.Belediyesi Kültür Sarayı Sanat Galerisi-MERSİN,  Küratör: M.Tire
2012      89. Yılında " Cumhuriyet Sanatçıları - 3 " sergisi, ( 30 sanatçı ), 15 aralık 2012 – 04 ocak 2013      Mersin B.Belediyesi Kültür Sarayı Sanat Galerisi-MERSİN,  Küratör: M.Tire
2013      “Yalnızca barışa tarafız” karma sergisi – Galeri Altan ( 12 sanatçı ), 05 - 15 Ocak 2013,                       ADANA
2014      BRHD (Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneğ in 44.Yıl Büyük Sergisi, ( 182 üye                     sanatçı ) Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi - ANKARA (03 Mart-30 Mart 2014)
2014      I. Kars Buluşması Karma Resim Sergisi, ( 39 sanatçı) 1 Nisan - 25 Nisan 2014 “Cuma Saat                 17:30”, Kafkas Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi (Eski Öğretmenevi)-Kars
2015      BRHD (Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneğ in 45.Yıl Büyük Sergisi, ( 183 üye                     sanatçı ) Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi - ANKARA (11 Mart-15 Mart 2015)



 Kişisel Sergi:
2009     Kişisel Resim Sergisi “Kırık Dökük”, Adana, Galeri Altan, 13-28 Mart 2009
        
             Yurtdışı Sergiler:
2005     EuroArts 2005 Uluslararası Gençlik Festivali Karma Resim Sergisi, 9-13 Mayıs 2005,                          Blagoevgrad-Bulgaristan
2007     Belçika – Antwerpen, Muhka Sanat Müzesi, Karma Resim Sergisi – 19-26 Mayıs 2007                        Belçika
2009    “Mektuplar” LE  ARIE  DEL  TEMPO, 6-18 Mart 2009, Genova,  İtalya

             Ödüller:
2003     Bireysel Silahsızlanma Günü “1 Dakikalık Çizgifilm Yarışması” Mansiyon Ödülü,                               28.09.2003, İstanbul

             Uygulanmış eserler:
2002     Çukurova Üniversitesi Tanıtım Filmi Yapımı, (3d Animasyon), 30.09.2002

             Jüri Üyelikleri:
2001     Adana Güzel Sanatlar Derneği Kurucu Üyeliği, Adana
2001     2001-2002 Adana Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü resim Sergileri için Seçici                        Kurul Üyeliği, Adana
2001     Adana Seyhan Lions Kulübü Derneğinin İlköğretim Okulları arası “Atatürk Ve Çocuk”                        Konulu Ödüllü Resim Yarışması Jüri Üyeliği, Adana
2002     Ender Mağazaları İlköğretim Okulları 4. ve 5. Sınıflar Resim Yarışması Jüri Üyeliği, Adana
2003     Özel Gündoğdu İlköğretim Okulu 23 Nisan Etkinlikleri Kapsamında Resim Yarışması                        21.4.2003, Adana.
2005     Özel Gündoğdu İlköğretim Okulunun İlköğretim Okulları arasında düzenlediği Resim                          Yarışması Jüri Üyeliği, 09.4.2005, Adana.
2005     Adana Yüreğir Lions Kulübü’nün düzenlediği “11-13 yaş Yüreğir İlçesi İlköğretim Okulları                arası ‘Sınırsız Barış’ konulu Resim Yarışması” Jüri Üyeliği, Adana
2006     Adana Yüreğir Lions Kulübü’nün düzenlediği  “İlköğretim Okulları arası ‘Barışı Kutlayalım’              konulu Resim Yarışması” Jüri Üyeliği, Adana 
2010     Ender Mağazaları İlköğretim Okulları Arası Resim Yarışması, ( Konu: Doğa ve Çocuk ), 21               Nisan 2010 Çarşamba, - ADANA
2011    Ender Mağazaları 2. İlköğretim Okulları Arası Resim Yarışması, ( Konu: Masal Dünyam ),                 24  Nisan 2011 Pazar, - ADANA




9 Mart 2009 Pazartesi


DİJİTAL YAŞAM KATMANLARI
(Soner Tire’nin resimleri üzerine)

Hergün, yeni görüntüler yaşantımız içerisinde yerini almaktadır. Kimi görüntüler iz bırakıp belleğimizde oluşurken; kimileri ise, etki ya da tepkiyle uygun ortam ve zamanda imgelerle ortaya çıkarlar. Böylece “görsel katmanlar” beynimizde yerini oluştururlar.
Bütün sanatların temelinde yer alan “oyun” ya da “oyunlaştırma” kavramı; günümüz teknolojisiyle gelişmiş olan dijital süreçte de, bir olgu olarak heyecan verici, şaşırtıcı ve doğanın yeni formlarının dinamik bir biçimde ele alınmasını sağlar. Sanatın başlangıç döneminden bugüne kadar, teknolojinin olanaklarıyla sınırlarının ötesinde oyunlaştırma, kişiye özgü yaratma özgürlüğü verir. Bu özgürlük, sanatçının (yaratıcı yeti) denetiminde olan teknolojinin ötesine geçerek; taklit edileni değil, sanatçı duyarlılığı, heyecanı, kültürü ve sezgisiyle dijital görüntü yaratmanın sanatsal buluşlarını görselleştirerek, sanatsal yaratıma dönüştürür. Günümüz çağdaş sanatçıları da, bu özgürlüğe kayıtsız kalmadan; internetten doğan dijital kültürle, dijital tekniklerin olanaklarını kullanarak, kendi yaratım süreçlerini oluştururlar.
Teknolojik gelişmelerin büyük bir hızla değişimiyle, 21. yüzyılın sanat dünyası sanatsal üretimlerin oluşumunda ve yaratımında bilgisayarların etkisinde kalmış, dolayısıyla gerçeğin anlamı, içeriği ve algısı da değişime uğramıştır. Sanal gerçekliğin getirdiği yeni hafıza biçimi, insanın belleğinin yardımıyla, oyunlaştırılan yaratımıyla, yeni yaratım biçimlerini ortaya çıkarmıştır. Böylece dijital sanat, diğer sanat disiplinlerini de değişime uğratarak, etkileşimle yeniden üretimlerinin sorgulamalarına farklı anlamlar yüklemiş ve disiplinlerarası üretimlerde yenilikler oluşturmuştur.
Günümüz genç çağdaş sanatçılarından Soner Tire de, sergisinde yer alan eserlerini “dijital sanat” çalışmalarıyla oluşturmuştur. Sanatçı dinamik yeni üretim olanaklarıyla, sanatsal özgün yaratımlarında dijital teknolojiyle yakınlığı ve sanatsal dönüşümdeki şaşırtıcılık, duyarlılık ve duygululukla kendine özgü bir dil oluşturmuştur. Çok katmanlı görsel olayları ve kavramları kontrol eden sanatçı; duyuşsal, algısal ve ussal yapılarda görüntü oluşturma sürecini yerine getirerek, gerçekliği kendi dünyasında yorumlayıp, çalışmalarını sanatsal olarak görselleştirmiştir. Sanatçı, sergide yer alan çalışmalarında yaşamla bağ kuran ve zamanın tanıklığını yapan, kimi zaman da geleceği düşleyen bir olguyu görselleştirmektedir.
Sanatçının etkilendiği kültürel katmanlar; görsel katmanlara geçişinde kullanılan ve çağrışımlarla anlamlandırılan kurmaca biçimler, dijital kolajlamalarında izleyeni düşündürterek hayatla bağ kuracak göstergeleri, samimi bir biçimde kompozisyonlarında yer alır. Lekesel kolaj katmanlarının arasından gelen ışık, yüzeyde devingenliğin yanı sıra, gizemli bir yaşama serüven oluşturur. Resimlerinde, alegorik çağrışım oluşturan biçimler (denizatı, pusula, koniler, tank…) kullanılmıştır. Kompozisyonlarında, boya resminde kullanılan, akıtma ve damlatmaların, ustalıkla resimsel düşünme biçimi içerisinde, dijital yolla kişisel peyzajlarını yaratmaktadır. Gerçek hayattan ele alınan fotoğraf görsellerinin; simülasyonlarla, dışavurumcu bir anlayışın kendi düşsel dünyasına nasıl dönüştüğünün, düşünme biçimini de betimler.
Sanatçı, “kırık dökük” başlıklı sergisinde; teknolojik zekânın sanatsal zekâ bileşkesiyle oluşturulmuş büyük boyutlu tuval resimlerinde, boya resminin pentür ustalığı disiplinini büyük bir emekle dijital ortamda kullanarak, “teknik insandır” deyişini resimsel düşünme biçimi ile izleyicisine yeniden anımsatır. Günümüz gerçekliğine yeni bir bakış açısıyla ve kavramıyla; zamanın, mekanın ve insanın yeniden keşfine, kendine özgü sanatsal bir dille yolculuğa davet eder.


Muzaffer Tire
26 Şubat 2009

Sergi: 13-28 Mart 2009
Yer : Altan Sanat Galerisi, Adana